12 Şubat 2014 Çarşamba

Baltazar - Karaköy

Yine son zamanların popüler steakhouselarından biriyle karşınızdayım.
Baltazar ilk ismiyle ilgimi çekmişti zaten, böyle orijinal isimleri severim. Daha sonra giden arkadaşlardan da iyi yorumlar duyunca yapılacaklar listeme almıştım. Geçenlerde denk geldi, öğle yemeğimizi orada yedik.
Aç parantez
"Bu arada Kadir Çöpdemir programa başlamış Pazar günleri Beyaz TV'de, programın adı "Geldim Gördüm Yedim" :) Telif mi istesem ne yapsam? Geçen gün ilk defa denk geldim izledim, konukla beraber yemeyi bırakın resmen gömüyorlardı pide ve iskenderi. "Geldim Gördüm Gömdüm" deseler programın formatına daha uygun olacak :) Şaka bir tarafa Kadir abimize saygımız sonsuz, iyi bir yiyicidir kendileri. O göbekten belli zaten :)
"Kapa parantez.
 Baltazar yeni bir steakhouse, 2013'ün ortalarında açıldı fakat et hayranları arasında hızlı bir şekilde ün kazandı.


Öncelikle mekanı oldukça zor bulduk. Karaköy'de ara sokakta bir berberin karşısında, bulmak için resmen tavaf ettik etrafını, sonradan sokağı bulabildik. Şansımıza sakindi, rahat rahat yemeğimizi yedik.


Mekan oldukça güzel dizayn edilmiş, kendileride mekanı retro-modern olarak tanımlamış. Dekorasyonu oldukça beğendik yani. Özellikle mekan tasarımında kullanılan motosiklet oldukça hoş bir hava katmış mekana.


Geldiğimizde hemen menüyü incelemeye başladık. Fiyatlar ortalamanın üstünde fakat bakalım bu fiyatların hakkını verebiliyorlar mı?


Hazır buraya gelmişken öncelikle başlangıç olarak füme et ve sosis söyledik.


Füme etimiz geldiğinde üzerine zeytinyağı da gezdirilmişti. Oldukça iştah açıcı göründüğünü söylememiz gerek.
Füme eti heryerde bulamıyorsunuz zaten ilk başta bu nedenle denemek istemiştik.Yedik ve hoşumuza gitti ama tekrar söyler misin derseniz hayır derim. Deneme amaçlı güzel oluyor ama asıl olayımız pişirilmiş etler :)


Sırada sosisimiz var. Sosisimiz patates kızartmasıyla birlikte geliyor.
İşte bu sosisi bu tarz steakhouselarda yemeye bayılıyorum. Çünkü kendi hazırladıkları sosisler o kadar güzel oluyorki. İnsan diğer yediği fabrikasyon sosislerin adı neden sosis diye soruyor kendine.
Çünkü tad olarak tamamen farklılar. Burada yediğim sosiste çok güzeldi, Hunger'da yediğim sosiste oldukça lezzetliydi. Başlangıç söylenecekse sosis bunların başında gelmeli kesinlikle.


Sırada hamburgerlerimiz geliyor. Ben Baltazar burger söyledim. Açıkçası Baltazar burger diyince daha görkemli birşeyler bekliyordum, o nedenle biraz hayalkırıklığına uğramadım değil :)
Lezzet güzeldi, derseniz ki "İstanbul'un en iyi hamburgeri mi?" kesinlikle hayır derim. Fakat belli bir kalitenin üstünde olduğu aşikar.
Patates baharatlı geliyor, ortalama bir patatesti. Bu steakhouseların hala akıl edemediği konu, her bir şeyi kendiniz hazırlıyorsunuz, neden patatesleri elde hazırlamıyorsunuz. Çok daha güzel bir lezzet olacağına eminim. Umarım birileri uygulamaya koyar birileri.
Artılardan bahsetmek gerekirse sos olarak Heinz kullanıyorlar. Heinz'ın soslarını çok kaliteli ve lezzetli buluyorum. Diğerlerinden kendini ayırıyor. Eğer kendileri yapmıyorsa sosu, Heinz olması benim için büyük bir artı.
Servis konusuna gelirsek o konuda biraz sıkıntı sezdim. Siparişimi alıp siparişlerimizi getiren kişinin yüzü hiç gülmüyordu. Zaten mekandaki tek misafirlerdik o sırada, biraz güleryüzlü olabilirdi. Açıkçası bu durum beni rahatsız etti.
Baltazar'da hamburgerler dışında çok övülen yiyecekleri söyleyip yazımı bitireyim. Biz denemedik ama etlerini de oldukça övüyorlar. Özellikle lokum beğenilen bir lezzet.
Tatlı olarak bonibonlu browniesini çok duydum, sonraki gidişlerimde denemek istiyorum. Bonibonla beraber çikolata patlaması yapacağına eminim.

Afiyet olsun..

Baltazar
Kılıç Ali Paşa Mescidi No:12/A
Karaköy/İstanbul
Tel : 0212 2436442
http://baltazarkarakoy.com/



11 Şubat 2014 Salı

Papağan Çiğbörek - Eskişehir

Türkiye'de en sevdiğim şehirlerden biridir Eskişehir. Düzenli yapısı, üniversitelerle birebir entegre olmasıyla çok hareketli bir şehirdir. Son gidişimizde buradan da bir kaç yer tanıtmak farz olmuştu. Tabiiki ilk tanıtacağım yer de Çiğbörekçi olmalıydı.
İlk önce şunu bir açıklığa kavuşturalım, Çiğbörek mi Çibörek mi? Aslında Çibörek ama genelde Çiğbörek diye yazılıyor, o nedenle bende böyle devam ediyorum yazıya.
Eskişehir'e gittiyseniz çiğböreğinizi yiyeceksiniz ama bu çiğböreği eritmek için gidin Doktorlar Caddesi'nde bir yürüyün, Porsuk çayı etrafında bir gezinti yapın, hatta çayda gezinti için özel tekneler var, onlardan birine binip gezin.
Hele hava güzel olunca Eskişehir'de gezmenin tadı başka oluyor.
Özellikle son gidişimizde Kent Park'ı gördüm, hakikaten 10 numara park yapmışlar. Aslında herşey yapay ama o kadar güzel dekore edilmişki hayran olmamak elde değil. Yapay gölün içinde koca koca süs balıkları yüzüyor, onları izlemek ayrı bir zevk.
Ayrıca yapay bir plaj bile var bu parkın içinde, orada herkesin köprüde sizi izlemesiyle açıkhava şovu gibi olsada yinede güzel bir hizmet :)
Gelelim biz çiğböreğimize.


Eskişehir'de çiğbörek denince ilk akla Papağan gelir, benim içinde gelenektir bir nevi. Eskişehir'e her gelişimde Papağan'a uğrar çiğböreğimi yerim. Papağan Çiğbörek 1975 yılında Mustafa İbek tarafından kurulmuş. Papağanın uzun ömürlü bir hayvan olmasından dolayı ismi Papağan koyulmuş. Mustafa İbek'in vefatından sonra eşi işletmeye başlamış dükkanı.
Genelde Papağan her zaman doludur. Zaten bulunduğu yere Eskişehir'in göbeği desek yanlış olmaz. Ben de gittiğimde sıra vardı. 10 dakika bekleyerek yerime kuruldum. Mekan küçük bir mekan, toplasan 30 kişi ancak girer. Yazın dışarıda da oturma şansı oluyor. Öyle çok rahat rahat kurulup yerim diye düşünmeyin, tabureye oturup yiyorsunuz. Zaten hemen yiyip kalkın, başkasına da sıra gelsin :)


Çiğbörek bir Tatar böreğidir aslen. Genelde içe konulan malzemenin çiğ olmasından dolayı adının çiğbörek olduğu zannedilir. Fakat aslında Tatarcada "ciy" güzel anlamına gelmektedir. Bir nevi güzel börek anlamına geliyor yani.
Aslında bakınca yapılışı çok kolay gibi görülür ama mekandan mekana o kadar değişirki tadı. Hamurun inceliğinden kullanılan kıymaya, kızartılan yağdan kızartıldığı süreye kadar çok etkileyen faktör var ve bu yüzden herkes güzel yapamıyor.


Çiğböreklerimiz geliyor. Tabağımızda 5 adet oluyor ve tane fiyatı 1.5 TL. Toplam 7.5 TL porsiyon fiyatı oluyor yani. Oldukça güzel görünüyor. İçinde soğanlı-kıymalı harç oluyor sadece. Ben şahsen çiğböreğin dışının çok yağlı olmasını istemem. Yağı iyice emmesin, o zaman çok ağır oluyor. Bana gelende tam istediğim gibiydi.


İçini de çekelim çiğböreğin, ne demek istediğimiz anlaşılsın. Yemeye başlayınca içinden suyunun aktığını göreceksiniz. Bunu genelde yağ zannederler ama öyle değil. O su asıl olay zaten. Et kendi suyunu salıyor ve eşsiz et suyu ortaya çıkıyor. Açıkçası 1 porsiyon bazılarına fazla gelebilir ama bana kalsa 2-3 porsiyon daha yerim. Çiğbörek benim için öylesine lezzetli bir börek.
Sonuç olarak Eskişehir'e gelince yapılması gereken şeylerden biri çiğbörek yemek. Papağan Çiğbörek'te bu konuda yıllar içinde haklı bir ün edinerek denenmeyi hakediyor.

Afiyet olsun.

Papağan Çiğbörek Salonu
Köprübaşı Cad. Yalbı Sk. No:5
Odunpazarı / Eskişehir
Tel : 0222 2314362
http://www.papagancigborek.com




4 Şubat 2014 Salı

Shake Shack - Maslak

Blogdan da anlaşılacağı üzere hamburgerleri seviyorum :)
Mekandan mekana o kadar farkediyorki bu meret, herkes farklı farklı yapıyor. Kimi hiç beceremezken kimi öyle bir lezzet koyuyorki önünüze, yeme de yanında yat durumu oluşuyor.
Shake Shack'in ünü Türkiye'ye kendisinden önce gelmişti. New York'un en havalı ve en lezzetli hamburgercisi sıfatıyla Türkiye'ye giriş yaptı. Bende New York'a gidip bu tadı denemiş olanların yazılarıyla büyük beklentiye girdim haliyle, ilk fırsatta gidip denedim.
Shake Shack'in kökeni 2001 yılında Manhattan'daki Madison Square Park'ta Hot Dog arabasıdır. Çok lezzetli Hot Dog'lar yapar ve önünden sıra eksik olmaz.
2004'te parkta bir yer açarak kendilerine temelli bir mekan kazanırlar. Hot Dog ile başladıkları işe hamburgerler, milkshakeler ekleyerek devam ederler.
Şu anda bile o kadar popülerki Shake Shack, websitesine girdiğinizde Madison Square Park'taki şubelerinin önündeki kuyruğu görmeniz için canlı kamera görüntüsünü izleyebilirsiniz. Bu kuyruğu görerek geldiğinizde sipariş vermek için ne kadar süre harcayacağınızı anlayabilirsiniz :)
Şimdi böyle şeyler okuyup gördükten sonra öyle bir beklentiye giriyorki insan, heralde bu hamburgeri yiyince dünyam değişecek zannediyorsunuz :) Belki de en büyük handikapı bu Shake Shack'in.
Gelelim İstinye Park'taki şubesine ve deneyimimize.
Türkiye'ye ilk şubeyi İstinye Park'a Mayıs sonunda açtılar. İstinye Park Food Court'ta en havalı yerlerden birine sahipler.


Girişte karşılanıyorsunuz, menüyü ve nasıl sipariş vereceğinizi öğreniyorsunuz. Bunun nedeni sipariş sisteminin biraz farklı olması.
Siparişinizi veriyorsunuz ve size elektronik ışıklı bir cihaz veriyorlar. Siparişiniz hazır olduğunda bu cihaz yanıp sönerek ve sesle alarm veriyor, sizde siparişinizi gidip alıyorsunuz.
İçecekler sınırsız şekilde Carl's JR'da olduğu gibi veriliyor. Size bir bardak veriyorlar ve istediğiniz kadar doldurup içebiliyorsunuz.


Menüyü çekmeye çalıştım ama biraz parladı. Neyse artık olduğu kadar. Öncelikle fiyatlar öyle ucuz değil, kesinlikle normal bir hamburgerciye göre pahalı. Önemli olan bu verdiğiniz parayı hakediyor mu?


Shake Stack'e birkaç defa gittim şu ana kadar, hem hot dog deneme şansım oldu, hem standart Shack Burger ve Shack Stack denilen karışık hamburgerden yedim.


Shack Stack denilen hamburgerin içinde hem normal hamburger köftesi hem de mantardan yapılan ayrı etsiz bir köfte daha var. Değişik bir seçim olmuş.


Öncelikle Hot Dog'undan başlayalım. Açık konuşmak gerekirse 10 TL'lik bu Hot Dog'un hiç bir özelliği yok. Fotoğraftan da görebilirsiniz. Bunun yerine herhangi bir büfede aynı fiyata 4 tane sosisli yersiniz çok daha lezzetli olur. Bu kadar acımasızım ama 10 TL'ye bize bu sosisliyi itelerken onlarda acımasız :)


Gelelim hamburgerlerine; kötü değil ama çok kuru etleri. Nerede o ısırdığınızda suyu akan hamburgerler nerede Shake Shack'in hamburgeri. Ayrıca porsiyonlar çok küçük, böyle bir para veriyorsam hamburgere, çok daha esaslı birşeyler yemek isterim ve ne yazıkki böyle birşey gelmiyor. Başta da demiştim, insan öyle büyük bir beklentiye giriyorki duyduklarından sonra, bırakın bu beklentiyi karşılamayı, verdiğiniz paraya acıyorsunuz.


Patatesleri güzel ama eşlik eden hamburger iyi olmayınca hiç bir anlamı yok.
Şu ana kadar blogda sadece 1 beğenmediğim yeri tanıtmıştım, fakat Shake Shack'le beraber 2 oldu. Tanıtmamın nedeni ise çok popüler ve herkesin merak ettiği bir yer olması.
Gidin deneyin ama çok birşey beklemeyin.

Afiyet olsun.

Shake Shack
Pınar Mah. İstinye Bayırı Cad.
İstinye Park AVM  No : R202-R203
İstinye, Sarıyer, İstanbul
Tel : 0212 3455184
www.shakeshack.com/location/istanbul-istinye-park/