29 Aralık 2014 Pazartesi

Yedimgeldim Instagram'da!!!

Arkadaşlar uzun süredir bloga yazı yazamıyorum. Blogda yazı yazmak zahmetli bir iş, bilgisayarı açmam gerekiyor, fotoğrafları ayarlamam gerekiyor, düşünüp taşınıp uzun uzun yazmam gerekiyor. Ne yazıkki buna zaman bulamıyorum. Fakat paylaşmak istediğim bir çok mekan var. Bu nedenle artık Instagram'dayım. Paylaşım yapmam daha kolay olduğundan Instagram'ı baya sevdim :) Her gün düzenli paylaşımlar yapabiliyorum.
Herkesi bekliyorum. Kullanıcı adım : yedimgeldim

http://instagram.com/yedimgeldim



14 Temmuz 2014 Pazartesi

Halil Lahmacun - Kadıköy

Kadıköy Çarşı'da o kadar çok lezzet varki insan hangisini yazacağını şaşırıyor. Önceden Baylan ve Ekspres İnegöl Köftecisi'ni yazmıştık. Uzun zaman önce gittiğim ama yeni yazma fırsatı bulduğum Halil Lahmacun'da sıra.
Türlü türlü lahmacun var. Benim en sevdiğim tür kıtır kıtır olanı. Öyle yumuşacık lahmacun çokta hoşuma gitmez. Isırdığında lahmacunu etrafa kırıntılar dağılacak :) İşte buradaki lahmacun tam bu dediğimn türden.
Biz belki yeni yazıyoruz ama Halil Lahmacun Kadıköy Çarşı'nın vazgeçilmez ve oldukça eski bir mekanı.
1981 yılında Urfalı Halil Usta tarafından açılıyor, o zamandan beri ufak yenilemelerle bugüne kadar Kadıköy Çarşı'da çıtır lahmacunun tek adresi olmayı başarıyor.


Halil Usta 1999 yılında vefat edince(Allah rahmet eylesin ustamıza) işletmeyi oğlu Fuat devralıyor. Fakat lahmacunların tadı aynı şekilde devam ediyor.
Zaten menüde söyleyebileceğiniz 2 şey var. Lahmacun ve peynirli pide. Ben gittiğimde ikisinden de denedim. Baştan söyleyeyim, yediğim en iyi lahmacun ve pide olabilir.


Mekana girdiğimizde ustamız lahmacun ve pideleri fırına atmakla meşgul. Menüde hemen karşımızda, fiyatları görüyoruz.


Ben hemen 1 lahmacun 1 pidemi söylüyorum. Buraya gelmişken ikisinden de söylemek şart. Biraz sonra lahmacun ve pidemiz masama teşrif ediyor. Görüntü çok güzel.
Lahmacun geldiğinde yanında maydanoz ve limon geliyor sadece. Belki lahmacunu sade yemeyi sevmeyenler için birkaç çeşit daha koyulabilir meze.


İlk önce lahmacunu mideye indirmeye başlıyorum. Dediğim gibi çıtır çıtır bir lahmacun, buraya gelirken okuduğum yorumlarda en çok malzemeyi az koyuyorlar denilmişti ama ben yeterli buldum. Biraz beklentiyle ilgili birşey. Burada yiyeceğiniz lahmacun ısırdığınızda yağı akan, elinizde zor tuttuğunuz lahmacunlardan değil. Hemen dürüm yapıp rahatlıkla mideye indirebiliyorsunuz. Soğanı az ve eti yağsız olduğundan dolayı yedikten sonra midede ekşime de yapmıyor. Dediğim gibi beklentiler çok farklı olabiliyor ama benim için oldukça güzeldi lahmacunu.


Fakat lahmacunundan daha çok sevdiğim birşey varsa o da pidesi oldu. Peyniri çok lezzetli, açıkçası bir tane daha söylememek için kendimi zor tuttum. Yine aynı çıtırlıkta bu sefer üzerinde çok iyi bir peynirle beraber yemede yanında yat durumu oluştu.
Kadıköy'e geldiğimde uğramak için fırsat kollayacağım yerlerden biri oldu Halil Lahmacun.
Not : Bu arada eskiden bir websitesi varmış ama şimdi girdiğinizde Japonca bir siteye yönlendirme yapıyor :)

Herkese afiyet olsun...

Halil Lahmacun
Güneşlibahçe Sok. No:26/A (Çarşı İçi) Kadıköy – İstanbul
Tel: 0216 3370123

21 Mayıs 2014 Çarşamba

Meşhur Köfteci Mustafa - Adapazarı

Yine çok lezzetli bir mekanla karşınızdayım.
Adapazarı'nda ne yenir diye sorsalar ilk sırada Islama Köfte çıkar herhalde. İşte ıslama köftenin de mabedi burası. Bir akşam yolumuz düştü ve deneyelim dedik. İyiki demişiz. Bir kere mekan salaş bir yer, öyle her tarafından lüks akan yerlerden değil. Böyle yerleri çok seviyorum. Nostaljik bir havası var. Blogda tanıttığım Ekspres Köftecisi'de böyle bir yerdi.
Zaten Köfteci Mustafa çok eski bir yer. İlk olarak 1912'de kuruluyor ve daha sonra 1947'de şimdiki yeri olan Sakarya Caddesindeki yerine geçiyor.


İki katlı bir yer. Dediğim gibi çok lüks beklemeyin, derdi konfor değil zaten. Gittiğinizde yapılacak komboyu hemen açıklayayım, ıslama köfte-piyaz-şıra-ekmek kadayıfı dörtlüsünü götürdükten sonra gelip bana teşekkür edersiniz.
Peki ıslama köftenin özelliği nedir dersek, farkı ekmekte derim. Ekmekler sosla bulanıp ızgarada pişiyor, sıcak sıcak köftelerin üstünde geliyor. Gerçekten çok farklı bir lezzet katıyor köfteye. Köfteler zaten güzel, ekmeklerle beraber lezzeti üst seviyeye çıkarıyorlar.
İlk önce fiyat listesini bir göstereyim size.


Fiyatlar uygun, dertleri lüks olmadığı için köftenizi daha uygun fiyata yiyebiliyorsunuz.

-

Köfteler ve ekmekler bu ızgarada pişiyor, ekmekleri dizili şekilde aşağıda görebilirsiniz. Sosa bulandıktan sonra sıcak bir şekilde size gelmesini sağlamak için ızgaraya koyuyorlar. Köftelerle beraber sıcak bir şekilde size sunuluyor.


Köfteci Mustafa'ya geldiğinizde hiç yapay içeceklerle uğraşmayın. Söyleyin şıranızı, keyfinize bakın. Çok lezzetli, tam bir vitamin deposu. Köftelerle birlikte 10 numara oluyor.


Piyazımız geliyor. Piyaz çok değişik bir meze, salatada genelde piyasada bir standart varken, piyaz çok farklı farklı şekilde gelebiliyor. Öncelikle ben piyaza domates hiç yakıştıramıyorum. Piyaz dediğin soğan ve fasulyeden oluşur. Buradaki gibi yumurtada lezzet katar bence ama domatesin salatalığın işi yok piyazın içinde. Neyseki burada kenarlarına koymuşlar domatesi isteyen olur diye. Açıkçası süper bir piyaz diyemem ama ortalamanın üstündeydi.


Ve sıra assolistimiz olan ıslama köftede. Şu tabakta gördüğünüz herşey hapur hupur yendi biberler dışında. Pek turşu seven bir insan değilim ve bu biberler denilene göre aşırı acıymış. Ona göre dikkatli olun.


Fakat dediğim gibi diğer herşey göz açıp kapayıncaya kadar mideye eklendi :) Ekmekler köfteye çok güzel eşlik ediyor. Normal ekmek yemek istemiyorsunuz bu köfteyle zaten. Ekmeğe çok abanmayın tabii ama etrafımda çok insan ekmeklerine ekleme yaptırdılar.


Son olarak ekmek kadayıfımız arz-ı endam ediyor. Bir kere şunu söyleyeyim, nasıl yapmışlar bilmiyorum ama ekmek kadayıfı hiç öyle ağırlık yapmıyor. Süt-fındık-ceviz inanılmaz bir hafiflik sağlamış ekmek kadayıfına, o nedenle bu kadar seviliyor zannedersem. Normalde gidilen mekanlarda çok ağır bir tatlı olduğundan ekmek kadayıfı pek tercih edilmez ama burada köfte yedikten sonra ekmek kadayıfı yemek farz gibi birşey.
Buraya kadar gelmişken de tatmamak olmazdı.
Son söz olarak buralara yolu düşen herkes Köfteci Mustafa'ya uğramalı ve bu lezzetleri bir tatmalı diyorum.

Hepinize afiyet olsun...

Meşhur Köfteci Mustafa
Sakarya Cd. No:42
Sakarya / Adapazarı
Tel : 0264 2779893

12 Şubat 2014 Çarşamba

Baltazar - Karaköy

Yine son zamanların popüler steakhouselarından biriyle karşınızdayım.
Baltazar ilk ismiyle ilgimi çekmişti zaten, böyle orijinal isimleri severim. Daha sonra giden arkadaşlardan da iyi yorumlar duyunca yapılacaklar listeme almıştım. Geçenlerde denk geldi, öğle yemeğimizi orada yedik.
Aç parantez
"Bu arada Kadir Çöpdemir programa başlamış Pazar günleri Beyaz TV'de, programın adı "Geldim Gördüm Yedim" :) Telif mi istesem ne yapsam? Geçen gün ilk defa denk geldim izledim, konukla beraber yemeyi bırakın resmen gömüyorlardı pide ve iskenderi. "Geldim Gördüm Gömdüm" deseler programın formatına daha uygun olacak :) Şaka bir tarafa Kadir abimize saygımız sonsuz, iyi bir yiyicidir kendileri. O göbekten belli zaten :)
"Kapa parantez.
 Baltazar yeni bir steakhouse, 2013'ün ortalarında açıldı fakat et hayranları arasında hızlı bir şekilde ün kazandı.


Öncelikle mekanı oldukça zor bulduk. Karaköy'de ara sokakta bir berberin karşısında, bulmak için resmen tavaf ettik etrafını, sonradan sokağı bulabildik. Şansımıza sakindi, rahat rahat yemeğimizi yedik.


Mekan oldukça güzel dizayn edilmiş, kendileride mekanı retro-modern olarak tanımlamış. Dekorasyonu oldukça beğendik yani. Özellikle mekan tasarımında kullanılan motosiklet oldukça hoş bir hava katmış mekana.


Geldiğimizde hemen menüyü incelemeye başladık. Fiyatlar ortalamanın üstünde fakat bakalım bu fiyatların hakkını verebiliyorlar mı?


Hazır buraya gelmişken öncelikle başlangıç olarak füme et ve sosis söyledik.


Füme etimiz geldiğinde üzerine zeytinyağı da gezdirilmişti. Oldukça iştah açıcı göründüğünü söylememiz gerek.
Füme eti heryerde bulamıyorsunuz zaten ilk başta bu nedenle denemek istemiştik.Yedik ve hoşumuza gitti ama tekrar söyler misin derseniz hayır derim. Deneme amaçlı güzel oluyor ama asıl olayımız pişirilmiş etler :)


Sırada sosisimiz var. Sosisimiz patates kızartmasıyla birlikte geliyor.
İşte bu sosisi bu tarz steakhouselarda yemeye bayılıyorum. Çünkü kendi hazırladıkları sosisler o kadar güzel oluyorki. İnsan diğer yediği fabrikasyon sosislerin adı neden sosis diye soruyor kendine.
Çünkü tad olarak tamamen farklılar. Burada yediğim sosiste çok güzeldi, Hunger'da yediğim sosiste oldukça lezzetliydi. Başlangıç söylenecekse sosis bunların başında gelmeli kesinlikle.


Sırada hamburgerlerimiz geliyor. Ben Baltazar burger söyledim. Açıkçası Baltazar burger diyince daha görkemli birşeyler bekliyordum, o nedenle biraz hayalkırıklığına uğramadım değil :)
Lezzet güzeldi, derseniz ki "İstanbul'un en iyi hamburgeri mi?" kesinlikle hayır derim. Fakat belli bir kalitenin üstünde olduğu aşikar.
Patates baharatlı geliyor, ortalama bir patatesti. Bu steakhouseların hala akıl edemediği konu, her bir şeyi kendiniz hazırlıyorsunuz, neden patatesleri elde hazırlamıyorsunuz. Çok daha güzel bir lezzet olacağına eminim. Umarım birileri uygulamaya koyar birileri.
Artılardan bahsetmek gerekirse sos olarak Heinz kullanıyorlar. Heinz'ın soslarını çok kaliteli ve lezzetli buluyorum. Diğerlerinden kendini ayırıyor. Eğer kendileri yapmıyorsa sosu, Heinz olması benim için büyük bir artı.
Servis konusuna gelirsek o konuda biraz sıkıntı sezdim. Siparişimi alıp siparişlerimizi getiren kişinin yüzü hiç gülmüyordu. Zaten mekandaki tek misafirlerdik o sırada, biraz güleryüzlü olabilirdi. Açıkçası bu durum beni rahatsız etti.
Baltazar'da hamburgerler dışında çok övülen yiyecekleri söyleyip yazımı bitireyim. Biz denemedik ama etlerini de oldukça övüyorlar. Özellikle lokum beğenilen bir lezzet.
Tatlı olarak bonibonlu browniesini çok duydum, sonraki gidişlerimde denemek istiyorum. Bonibonla beraber çikolata patlaması yapacağına eminim.

Afiyet olsun..

Baltazar
Kılıç Ali Paşa Mescidi No:12/A
Karaköy/İstanbul
Tel : 0212 2436442
http://baltazarkarakoy.com/



11 Şubat 2014 Salı

Papağan Çiğbörek - Eskişehir

Türkiye'de en sevdiğim şehirlerden biridir Eskişehir. Düzenli yapısı, üniversitelerle birebir entegre olmasıyla çok hareketli bir şehirdir. Son gidişimizde buradan da bir kaç yer tanıtmak farz olmuştu. Tabiiki ilk tanıtacağım yer de Çiğbörekçi olmalıydı.
İlk önce şunu bir açıklığa kavuşturalım, Çiğbörek mi Çibörek mi? Aslında Çibörek ama genelde Çiğbörek diye yazılıyor, o nedenle bende böyle devam ediyorum yazıya.
Eskişehir'e gittiyseniz çiğböreğinizi yiyeceksiniz ama bu çiğböreği eritmek için gidin Doktorlar Caddesi'nde bir yürüyün, Porsuk çayı etrafında bir gezinti yapın, hatta çayda gezinti için özel tekneler var, onlardan birine binip gezin.
Hele hava güzel olunca Eskişehir'de gezmenin tadı başka oluyor.
Özellikle son gidişimizde Kent Park'ı gördüm, hakikaten 10 numara park yapmışlar. Aslında herşey yapay ama o kadar güzel dekore edilmişki hayran olmamak elde değil. Yapay gölün içinde koca koca süs balıkları yüzüyor, onları izlemek ayrı bir zevk.
Ayrıca yapay bir plaj bile var bu parkın içinde, orada herkesin köprüde sizi izlemesiyle açıkhava şovu gibi olsada yinede güzel bir hizmet :)
Gelelim biz çiğböreğimize.


Eskişehir'de çiğbörek denince ilk akla Papağan gelir, benim içinde gelenektir bir nevi. Eskişehir'e her gelişimde Papağan'a uğrar çiğböreğimi yerim. Papağan Çiğbörek 1975 yılında Mustafa İbek tarafından kurulmuş. Papağanın uzun ömürlü bir hayvan olmasından dolayı ismi Papağan koyulmuş. Mustafa İbek'in vefatından sonra eşi işletmeye başlamış dükkanı.
Genelde Papağan her zaman doludur. Zaten bulunduğu yere Eskişehir'in göbeği desek yanlış olmaz. Ben de gittiğimde sıra vardı. 10 dakika bekleyerek yerime kuruldum. Mekan küçük bir mekan, toplasan 30 kişi ancak girer. Yazın dışarıda da oturma şansı oluyor. Öyle çok rahat rahat kurulup yerim diye düşünmeyin, tabureye oturup yiyorsunuz. Zaten hemen yiyip kalkın, başkasına da sıra gelsin :)


Çiğbörek bir Tatar böreğidir aslen. Genelde içe konulan malzemenin çiğ olmasından dolayı adının çiğbörek olduğu zannedilir. Fakat aslında Tatarcada "ciy" güzel anlamına gelmektedir. Bir nevi güzel börek anlamına geliyor yani.
Aslında bakınca yapılışı çok kolay gibi görülür ama mekandan mekana o kadar değişirki tadı. Hamurun inceliğinden kullanılan kıymaya, kızartılan yağdan kızartıldığı süreye kadar çok etkileyen faktör var ve bu yüzden herkes güzel yapamıyor.


Çiğböreklerimiz geliyor. Tabağımızda 5 adet oluyor ve tane fiyatı 1.5 TL. Toplam 7.5 TL porsiyon fiyatı oluyor yani. Oldukça güzel görünüyor. İçinde soğanlı-kıymalı harç oluyor sadece. Ben şahsen çiğböreğin dışının çok yağlı olmasını istemem. Yağı iyice emmesin, o zaman çok ağır oluyor. Bana gelende tam istediğim gibiydi.


İçini de çekelim çiğböreğin, ne demek istediğimiz anlaşılsın. Yemeye başlayınca içinden suyunun aktığını göreceksiniz. Bunu genelde yağ zannederler ama öyle değil. O su asıl olay zaten. Et kendi suyunu salıyor ve eşsiz et suyu ortaya çıkıyor. Açıkçası 1 porsiyon bazılarına fazla gelebilir ama bana kalsa 2-3 porsiyon daha yerim. Çiğbörek benim için öylesine lezzetli bir börek.
Sonuç olarak Eskişehir'e gelince yapılması gereken şeylerden biri çiğbörek yemek. Papağan Çiğbörek'te bu konuda yıllar içinde haklı bir ün edinerek denenmeyi hakediyor.

Afiyet olsun.

Papağan Çiğbörek Salonu
Köprübaşı Cad. Yalbı Sk. No:5
Odunpazarı / Eskişehir
Tel : 0222 2314362
http://www.papagancigborek.com




4 Şubat 2014 Salı

Shake Shack - Maslak

Blogdan da anlaşılacağı üzere hamburgerleri seviyorum :)
Mekandan mekana o kadar farkediyorki bu meret, herkes farklı farklı yapıyor. Kimi hiç beceremezken kimi öyle bir lezzet koyuyorki önünüze, yeme de yanında yat durumu oluşuyor.
Shake Shack'in ünü Türkiye'ye kendisinden önce gelmişti. New York'un en havalı ve en lezzetli hamburgercisi sıfatıyla Türkiye'ye giriş yaptı. Bende New York'a gidip bu tadı denemiş olanların yazılarıyla büyük beklentiye girdim haliyle, ilk fırsatta gidip denedim.
Shake Shack'in kökeni 2001 yılında Manhattan'daki Madison Square Park'ta Hot Dog arabasıdır. Çok lezzetli Hot Dog'lar yapar ve önünden sıra eksik olmaz.
2004'te parkta bir yer açarak kendilerine temelli bir mekan kazanırlar. Hot Dog ile başladıkları işe hamburgerler, milkshakeler ekleyerek devam ederler.
Şu anda bile o kadar popülerki Shake Shack, websitesine girdiğinizde Madison Square Park'taki şubelerinin önündeki kuyruğu görmeniz için canlı kamera görüntüsünü izleyebilirsiniz. Bu kuyruğu görerek geldiğinizde sipariş vermek için ne kadar süre harcayacağınızı anlayabilirsiniz :)
Şimdi böyle şeyler okuyup gördükten sonra öyle bir beklentiye giriyorki insan, heralde bu hamburgeri yiyince dünyam değişecek zannediyorsunuz :) Belki de en büyük handikapı bu Shake Shack'in.
Gelelim İstinye Park'taki şubesine ve deneyimimize.
Türkiye'ye ilk şubeyi İstinye Park'a Mayıs sonunda açtılar. İstinye Park Food Court'ta en havalı yerlerden birine sahipler.


Girişte karşılanıyorsunuz, menüyü ve nasıl sipariş vereceğinizi öğreniyorsunuz. Bunun nedeni sipariş sisteminin biraz farklı olması.
Siparişinizi veriyorsunuz ve size elektronik ışıklı bir cihaz veriyorlar. Siparişiniz hazır olduğunda bu cihaz yanıp sönerek ve sesle alarm veriyor, sizde siparişinizi gidip alıyorsunuz.
İçecekler sınırsız şekilde Carl's JR'da olduğu gibi veriliyor. Size bir bardak veriyorlar ve istediğiniz kadar doldurup içebiliyorsunuz.


Menüyü çekmeye çalıştım ama biraz parladı. Neyse artık olduğu kadar. Öncelikle fiyatlar öyle ucuz değil, kesinlikle normal bir hamburgerciye göre pahalı. Önemli olan bu verdiğiniz parayı hakediyor mu?


Shake Stack'e birkaç defa gittim şu ana kadar, hem hot dog deneme şansım oldu, hem standart Shack Burger ve Shack Stack denilen karışık hamburgerden yedim.


Shack Stack denilen hamburgerin içinde hem normal hamburger köftesi hem de mantardan yapılan ayrı etsiz bir köfte daha var. Değişik bir seçim olmuş.


Öncelikle Hot Dog'undan başlayalım. Açık konuşmak gerekirse 10 TL'lik bu Hot Dog'un hiç bir özelliği yok. Fotoğraftan da görebilirsiniz. Bunun yerine herhangi bir büfede aynı fiyata 4 tane sosisli yersiniz çok daha lezzetli olur. Bu kadar acımasızım ama 10 TL'ye bize bu sosisliyi itelerken onlarda acımasız :)


Gelelim hamburgerlerine; kötü değil ama çok kuru etleri. Nerede o ısırdığınızda suyu akan hamburgerler nerede Shake Shack'in hamburgeri. Ayrıca porsiyonlar çok küçük, böyle bir para veriyorsam hamburgere, çok daha esaslı birşeyler yemek isterim ve ne yazıkki böyle birşey gelmiyor. Başta da demiştim, insan öyle büyük bir beklentiye giriyorki duyduklarından sonra, bırakın bu beklentiyi karşılamayı, verdiğiniz paraya acıyorsunuz.


Patatesleri güzel ama eşlik eden hamburger iyi olmayınca hiç bir anlamı yok.
Şu ana kadar blogda sadece 1 beğenmediğim yeri tanıtmıştım, fakat Shake Shack'le beraber 2 oldu. Tanıtmamın nedeni ise çok popüler ve herkesin merak ettiği bir yer olması.
Gidin deneyin ama çok birşey beklemeyin.

Afiyet olsun.

Shake Shack
Pınar Mah. İstinye Bayırı Cad.
İstinye Park AVM  No : R202-R203
İstinye, Sarıyer, İstanbul
Tel : 0212 3455184
www.shakeshack.com/location/istanbul-istinye-park/

13 Ocak 2014 Pazartesi

Kınacı İşkembe Salonu - Küçükçekmece

Blogumdaki ikinci sakatatçı yazımla karşınızdayım.
İlk yazım Büyükçekmece'deki Selviler İşkembe Salonuydu. Hatta o yazıda da Kınacı'yı da bloga eklemek istediğimden bahsetmiştim. Zamanı geldi :)
Kınacı İşkembe Salonu 2001'den beri hizmet veriyor. Büyükçekmece'de oturduğum için eve geliş-gidişlerimde uğradığım iki yer oldu tuzlama için. Bir tanesi Selviler, diğeri Kınacı.


Kınacı İşkembe Salonu, Küçükçekmece Cennet'te E-5'in kenarında Petrol Ofisi'nin yanında yer alıyor. Peki burayı özel yapan şey ne dersek; tabiiki lezzeti. Gece vakti bu güzergahtan geçenler olursa Kınacı'yı önündeki arabalardan farkedecektir. Aslında E-5 üzerinde bir çok çorbacı olmasına rağmen Kınacı her zaman en fazla talep gören yerdir.
24 saat açıktır, her istediğiniz zaman gidebilirsiniz. Biz özellikle Fenerbahçe maçlarından dönerken devamlı uğrardık buraya. Tuzlamamızı içer evimize giderdik. Gece vakti o tuzlamanın tadı normalde olduğundan 3-5 kat daha güzel gelir insana :)
Peki devamlı tuzlama diyorsun, onun dışında neler var diyorsanız menü aşağıda.


Ara ara tuzlamanın tüm çeşitleri(şırdan, damar) dışında kelle paça, kokoreçte yeme şansım oldu ve hepside oldukça lezzetliydi.Kısaca sakatatın her türlüsünü lezzetli bir şekilde mideye indirebiliyorsunuz.
Ayrıca sakatatta en önemli şey olan temizlikte içinize siniyor. Çünkü mutfak karşınızda.
Aşağıda fotoğrafıda var, ustam karşımda tuzlamamı bir güzel hazırlıyor, herşeyi görebiliyorsunuz.


Çorba istediğinizde ilk önce masaya turşu ve roka geliyor. Özellikle çorbayla turşunun birbirini tamamladığını düşünüyorum o nedenle turşu olmazsa olmazı çorbacıların.


Tuzlama geldiğinde görüyoruzki tertemiz, pür-i pak geliyor karşımıza :) Bizede bu güzelliği mideye indirmek kalıyor.


 Gelelim fiyatlara, ne yazıkki o kısım biraz kallavi. Çorbalar 12-13 TL arasında değişiyor. Ben hala diyorum ki bir çorbaya bu fiyatlar fazla. Fakat bunu 24 saat açık olması, temizliği ve lezzetiyle örtüyor diyebilirim. O nedenle buraya geldiğinizde 1 kişi en az 20 TL vermeyi gözönünde bulundurun.
 Lafın özü gönül rahatlığıyla tuzlamamı, kelle paçamı içeyim, kokoreçimi, ciğerimi yiyeyim diyorsanız Kınacı'ya gelmeniz şarttır.

Afiyet olsun.

Kınacı İşkembe Salonu
E-5 Üzeri Cennet Petrol Ofisi Yanı
Küçükçekmece İstanbul
Tel : 0212 580 6858
www.kinaciiskembesalonu.com

2 Ocak 2014 Perşembe

Köfteci Hüseyin - Beyoğlu

Yine sağlam bir mekanla karşınızdayım. Konumuz köfte, mekan İstanbul'da köftenin en iyi yapıldığı yerlerden biri.
Köfteci Hüseyin Beyoğlu'nda Fitaş Sineması'nın arka sokağı olan Kurabiye sokakta hizmet veriyor.
Öncelikle söyleyelim öyle her zaman açık bulamazsanız şaşırmayın. Çünkü Köfteci Hüseyin Pazar günleri dışında açık. Ayrıca gün içinde 11-12 gibi mekan açılıyor ve 3-4 gibi köfteler bitince kapanıyor.


Bu tarz yerlerin hastasıyım, demekki para kazanma arzusu sıfır, sadece günlük hazırladığı nevalesini bitiriyor, sonrada kapatıp gidiyor. Bu tarz bir kaç yer var ve her zaman lezzet üst düzey oluyor.
Mekana ismini veren Hüseyin Taşsöken rahmetli olmuş. Oğulları işletiyorlar mekanı. Ne mutlu ki bize bu lezzeti bırakıp göçmüş. Rahmetle anıyoruz üstadı.
Ne yicez derseniz Köfteci Hüseyin'de, adı üstünde köfte :) Onun dışında başka bir şey aramayın, çünkü yok.
Gittiğinizde size "Bir mi birbuçuk mu?" diye soruluyor, isterseniz yanında piyazını söylersiniz.
İçeceğinizi söylediğinizde olay tamamdır.
Öyle çorbaymış, salataymış, tatlıymış; burada yok. Burada sadece köfte var :)
İlk başladığında aşağıda resmini gördüğünüz mekan varmış sadece fakat sonra ilgi çoğalınca karşı dükkanda alınmış.



Böylece geniş bir yer olmuş.Fakat yinede özellikle öğle saatlerinde mekan tıklım tıklım. Biz şirketten giderken devamlı arayıp yer ayırırdık. Gittiğimizde de sırada bekleyenler olurdu.
Masaya ilk ekmekle piyaz geliyor. Buranın ekmeğinden de bahsedeceğim çünkü aslında normal bildiğimiz beyaz ekmek sunulmasına rağmen o kadar taze, çıtır çıtır geliyorki insanın yedikçe yiyesi geliyor.


Piyaz lezzetli, bol limonunu da sıktık mı köftenin tadını üst düzeye çıkarıyor. Piyazda bahsetmemiz gereken en kötü şey, zeytinyağı yerine ayçiçeği yağıyla gelmesi. Piyaz isterken bunu gözönüne alın, keşke zeytinyağı kullansalar, çok daha lezzetli olur.
Sonunda köfteler geliyor. Köftelerde denildiğine göre baharat kullanılmıyor, içinde dana-kuzu karışık kıyma,  soğan ve ekmek var. Çok lezzetliler, şahsen ben her geldiğimde 1.5 porsiyon söylüyorum. 1 porsiyon belki yeter ama buraya geldiğinizde ekmeğe çok abanmadan köfte ve piyazın eşsiz uyumunu iliklerinize kadar hissetmeniz için 1.5 porsiyon çok daha iyi olacaktır :)


Şu bir gerçek ki Türkiye'de köfte yapmayı iyi biliyoruz. Yurtdışında köfte olayı
çok lezzetsiz ve lezzet olmadığından bolca sosla köfteyi köfteliğinden çıkartıyorlar.
Şu ana kadar Türkiye'deki lezzetle yarışan köfteyi bir tek Budapeşte'de yedim. Herhalde Türkiye'ye yaklaştıkça özellikle Balkan ülkeleri köfte konusunda bizimle yarışan lezzetteler. Köfteci Hüseyin'e dönersek; köftenin porsiyon fiyatı 12 TL. Piyaz ve içecekle beraber 18-19 TL civarına yiyebiliyorsunuz. Çok ucuz değil ama lezzetin üst düzey olması fiyatın makul olmasını sağlıyor.


Son olarak Beyoğlu'na gelipte zincir fast food dükkanlarına gidenlere sesleniyorum, etmeyin, eylemeyin!!
İstiklal civarında çok orjinal, güzel lezzetler var. Bu mekanları keşfetmeden bu diyardan göçüp gitmeyin :)

Köfteci Hüseyin
Şehit Muhtar Mah. Kurabiye Sk.
No: 11/A Beyoğlu
Tel : 0 212 243 7637